Düzenlemeler, Yönetmen
İsmet Erdem Efe

Şiiri Okuyan
Halis Demirgil

Vokal
Mehmet Fatih Ünal, Anıl Cenan Erdoğan, Şazinur Olcay, Yusuf Karul, Sema Nur Arıcı, Tuğçe Özbek, Halil Yeşil, Duygu Çelik, Buket Kalaycı, Beyza Nur Elvan, Zeynep Akıl, İsmet Erdem Efe, Beyza Nur Ağören, Burçin Aktaş, Ceyhun Ünal, Merve Nur Karakuş, Rabia Koçak, Meryem Durmuş, Gizem Koç, Beyza Bektaş, Hatice Özcan, İrem Düzel, Burak Emekli, Sümeyra Üstün, Nuriye Kavutlu, Sümeyye Başkurt, Elif Aydoğan, Melike Demirtaş, İrem Nehir Güngör, Rabia Akkoç, Rabia Çetin, Ahmet Bahçivan, Yiğitcan Çalı

Bağlama
Ceyhun Ünal, İsmet Erdem Efe

Akustik Gitar, Klasik Gitar, Tuşlu Çalgılar, Kayıt
İsmet Erdem Efe
.

SUNUŞ

Müziğin dünyanın en eski ve en yaygın dili olduğunu söylemek abartı olmaz. İnsanoğlu, çok eski çağlarda, doğayı ve çevreyi anlama sürecinde, gök gürültüsünü, yağmuru, rüzgârın fısıltısını, kuş seslerini, vahşi hayvanların çığlığını duymuş bunlara kendince bir anlam yüklemeye çalışmıştır. Kimi dönemlerde müzik büyü amaçlı kullanılmış, hastaların müzikle iyi edileceği, "kötü ruhların" müzikle kovulacağı fikri benimsenmiştir. Zamanın evrilmesiyle, toplumsal yaşamın gelişimi sonucu kültür de kendi içinde gelişim göstermiş, müzik de bu değişimlerden nasibini almıştır. Her toplum kendi yaşantısını müzik yolu ile anlatmış ve gelecek kuşaklara aktarmaya çalışmıştır. Bu yönüyle her toplumun kendine özgü halk ezgileri bulunmaktadır. Türk toplumu da, özellikle Anadolu'da, her türlü sevinç, üzüntü, keder gibi duygularını "türkü" adı verilen halk ezgilerine yüklemiştir. Sevgisini, deli akan suyun alıp götürdüğü eşini, düğününü, gencecik yaşında toprağa düşen evladını, kavgasını, harman zamanını, imecesini, bozkırdaki yalnızlığını, yoğun karın esir aldığı hayatını, gurbete çıkışını, sıla hasretini, dost acısını türkülerle dillendirmiştir. Bu ezgiler kulaktan kulağa, kuşaktan kuşağa aktarılarak halk kültürünün vazgeçilmez, önemli unsuru olmuştur. Kültür, kendini sonraki kuşaklara aktarabildiği sürece yaşar. Kültürünü kaybeden toplumların varlıklarını sürdürmesi mümkün değildir. Yeni kuşakların kültürümüzün önemli ögelerinden biri olan türküleri yöreleri ile tanımaları, onları seslendirmeleri, kendilerinden sonra gelecek kuşaklara aktarabilmeleri bu bakımdan çok önemlidir. Elinizdeki albüm, türküleri "geleceğimizin teminatı" olan gençlere sevdirmek ve kültürümüzü yaşatmak amacıyla hazırlanmıştır. Albümün adının "Geçmişten Geleceğe Türkülerimiz" olması bu yönüyle tesadüf olmasa gerek.Çalışmada büyük emeği olan müzik öğretmeni İsmet Erdem Efe başta olmak üzere albüme seslerini ve duygularını katan öğretmenlerimiz Anıl Cenan Erdoğan, Şazinur Olcay, Mehmet Fatih Ünal ve Halis Demirgil'e, Asiye türküsünün projede yer almasına izin verdiği için Sayın Hüseyin Akpınar'a, görüş ve önerileri ile imecede yer alan Ali Özdeş'e ve çalışmada yer alan tüm öğrencilere teşekkür ediyorum.

Mustafa Mescioğlu
Okul Müdürü
.

"Hergün bir yerden göçmek ne iyi
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş
Hergün bir yere konmak ne güzel
Bulanmadan, donmadan akmak ne hoş

Dünle beraber gitti cancağızım
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım
Ne kadar söz varsa düne ait
Şimdi yeni şeyler söylemek lazım"

Mademki akıp gidiyor zaman, eriyip tükeniyor ömrün mumu, giden dönmüyor, kalana zor geliyor dünya. Yine de sürüyor hayat, yaşıyor insan, hüznüyle, neşesiyle... Mevlâna'nın şiirinde dediği gibi devingen olmak, yeni şeyler söylemek, yeni işler yapmak gerek. "Derslerde çokca şarkı, türkü söylüyoruz. Bunları kayıt altına alıp biz de bir albüm yapabilir miyiz?" sorusundan hareketle 2018 Eylül'ünde yola çıktık. İlk işimiz okulun müzik dersliğinde amatör bir stüdyo kurmak oldu. Düzenleme sürecinin ardından öğrencilerle birlikte elimize sazımızı, gitarımızı alıp mikrofon karşısında telaşlı ve heyecanlı bir süreç başladı. Çeşitli aksaklıklarla karşılaştık. Sorunları kendi çabalarımız ile aşmaya çalıştık ve sanırım bunda da büyük oranda başarılı olduk. Aşamadıklarımız için affınıza sığınıyoruz.Çalışmalar boyunca öğretmenlerimiz de seslerini sesimize kattılar. Kısıtlı bir kadro ile başladığımız çalışmada zamanla katılım artınca, çalışmanın adını okulumuzun geleneksel adı olan "Çubuk Lisesi Söylüyor: Geçmişten Geleceğe Türkülerimiz" olarak belirledik. Öğrencilerimize türkülerimizden bir demet tanıtıp sevdirmeye çalıştık.

Çalışmaların sonuna yaklaşırken okulumuzun müdür yardımcısı ve matematik öğretmeni Gül Çiçek'in 15.03.2019'da ani vefatı hepimizi derinden sarstı. Kendisi çalışmalar boyunca önerilerini bizlerden eksik etmedi. Albümün bütününü hep merak etti. Ancak albümü bütün olarak dinlemek kendisine nasip olmadı. Biz de bu albümü Gül Çiçek hocamızın anısına ithaf ediyoruz. Mekânı cennet olsun.

Kültürel yozlaşmanın, "sosyal medya" yalnızlığının içinde nefes almaya çalıştığımız zaman dilimi içerisinde çalışmaya hayat veren saygıdeğer meslektaşlarım Halis Demirgil, Mehmet Fatih Ünal, Anıl Cenan Erdoğan, Şazinur Olcay, Mustafa Mescioğlu ve Ali Özdeş'e; sevgili öğrencilerim Ceyhun Ünal, Yusuf Karul, Sema Nur Arıcı, Tuğçe Özbek, Halil Yeşil, Duygu Çelik, Buket Kalaycı, Beyza Nur Elvan, Zeynep Akıl, Beyza Nur Ağören, Burçin Aktaş, Merve Nur Karakuş, Rabia Koçak, Meryem Durmuş, Gizem Koç, Beyza Bektaş, Hatice Özcan, İrem Düzel, Burak Emekli, Sümeyra Üstün, Nuriye Kavutlu, Sümeyye Başkurt, Elif Aydoğan, Melike Demirtaş, İrem Nehir Güngör, Rabia Akkoç, Rabia Çetin, Ahmet Bahçivan ve Yiğitcan Çalı'ya; Asiye türküsünü seslendirmemize izin veren Sayın Hüseyin Akpınar'a teşekkür ediyorum.Eylül 2018-Nisan 2019 arasında Ankara Çubuk Yıldırım Beyazıt Anadolu Lisesi (Çubuk Lisesi) müzik dersliğinde kurulan amatör stüdyoda yaklaşık 110 saatlik bir çalışma ile tamamlanan bu albümü beğenerek dinlemeniz ümidi ile...

İsmet Erdem Efe
Müzik Öğretmeni